Vizyon Yazıları'na virgül koyduk. Zira sınır ötesi sıcak; biraz da sınırlarımızın dışına çıkalım dedik.
Türkiye'nin Afrin'e girmesi herkesi şaşırttı şaşırtmasına da İngiltere, Rusya, ABD bu işin neresinde?
ABD Esed'e 'Afrin'e gir!' talimatını verirken Afrin'e yürüyen rejimin bu ABD teslimiyetinden Rusya neden rahatsız olmuyor? Hedef Afrin'de TSK ile rejimi çatıştırmak iken, rejimin de YPG'yi yanına almadan Afrin'e gelmeyeceğini tüm dünya ile birlikte Rusya da bilirken Rusya neden ses çıkarmıyor dersiniz?
Filmi başa saralım; ABD'deki iki büyük lobi birbirlerine kılıç çekmiş, Ortadoğu nezdindeki dünya hakimiyeti Hristiyanlık-Yahudilik hakimiyet savaşına dönüşmüştü. ABD'deki İngiliz hakimiyetinden rahatsız olan Neo-con'lar İngiliz lobilerine savaş açmış ve 'Amerika kaynaklarının Amerikan olmayanlar tarafından sömürülmemesi' fikriyle bir hamle başlatmıştı. İngiliz aile Rothschıld'lar Clınton'un kazanmasını beklerken Trump seçimi almıştı. Hatta hatırlarsanız Trump'ın seçimi kazanmasında 'Rus eli' uzun bir süre konuşulmuştu.
Tablo aslında daha da kalabalıktı. Trump'a, yani İngiliz hegemonyasından rahatsız olan Neo-con'lara Yahudi Lobileri ve bunların en büyüğü olan AIPAC destek vermiş, İngilizler'in ezeli rakibi olan Rusya'yı da yanına çekmişti. İngilizler ise J-street Lobisi ile AIPAC'in karşısına dikilirken saflar artık netleşmişti.
Alman kökenli bir Yahudi olan Trump, ülke içinde AIPAC, İngiltere içindeki Yahudiler'in lobisi olarak da Vindsorlar'ın desteğini almıştı. İngiltere'deki en büyük iki aileden biri olan Vindsorlar Yahudi ve Neo-con taftarı iken, ülke içindeki diğer büyük aile olan Stuarlar ise koyu İngiliz taraftarıydı. İlginç olan şu ki İngiltere'de İngiliz derin Devleti Stuarlar tarafından yönetilirken Kraliçe Vinsorlar'ın tarafındaydı!.. Tıpkı Amerika'da Pentagon'un Stuarlar'ın hakimiyetinde olup Beyaz Saray'ın Vindsorlar'ın hakimiyetinde olması gibi!..
İşte bu Yüzden İngiltere- ABD savaşı, ABD'de Pentagon-Beyaz Saray savaşı olarak cereyan ediyordu.
İngiltere-ABD savaşına ve bu savaşta Türkiye'nin de İngiltere'nin yanında yer aldığına daha önceki yazılarımızda da değinmiştik. Gelin Türkiye'nin hangi tarafta olduğuna ve İngiltere-ABD savaşının ne kadar şiddetli olduğuna dair iki örnek daha verelim.
Birincisi Türkiye'nin Afrin'e girmesinden rahatsız olan ABD'nin; ülkemizin Münbiç'e ilerleyeceğini belli etmesinin ardından bu rahatsızlığını daha yüksek sesle belirtmesine karşın; İngiltere Başbakanı Theresa May'in: " Türkiye'nin sınırını güvence altına almak istemesini haklı buluyoruz ve Afrin harekatını destekliyoruz! " açıklamasını yapmasıdır. İkinci örnek ise Trump'ın: "YPG'ye silah vermek hataydı.Artık vermeyeceğiz! " demesine rağmen İngilizci Pentagon'un: " YPG'ye silah yardımı devam edecek! " açıklamasıdır. Peki Türkiye'nin müttefiki İngiltere neden YPG'ye silah versin? Bu da şöyle oluyor ki, Türkiye'ye Sınır ötesinde doğrudan silah veremeyen İngiltere'nin ülkemize: " YPG'den silahları döve döve al!.." mesajını vermesidir. Yani İngiltere o silahların Türkiye'nin eline geçeceğini zaten bilmektedir.
Çünkü Türkiye büyük güç yapılmak istenmektedir.Zira ABD aradan çıkınca İngiltere'nin kendisini perdelemek isteyeceği yeni bir ülkeye ihtiyaç duyacağı aşikardır. İşte ülkemizin ABD'ye, AB'ye, BM'ye karşı masaya yumruğunu vurup bu yumruğun bedelini ödememesinin en büyük sebebi budur.
Üstelik İngiltere'nin geçmişten beri, Halifeliğe karşı olmayıp kendi kontrolünde bir halifelik istemesi idealinin olduğunu bilenler, İngilizlerin bu hamlesini daha iyi anlayacaklardır. Tarihteki 'İngiliz Kemal' vakası buna en büyük örnektir.
Peki İngilizlerin "Büyük ve Güçlü Bir Türkiye" istemesi ve bu Türkiye üzerinden de Ortadoğu'yu yönetme arzusu Risk değil midir?
Elbette ki risktir! Hem de büyük bir Risk!
Zira İngilizlerin ülkemiz üzerindeki bu arzusu 'Türk Milli Üst Aklı'nın da desteklediği bir arzudur ve esasında son yıllardaki Türkiye-İngiltere ittifakı bu ortak çıkar üzerine kurulmuştur.
Bu durumun İngilizler için riski de şudur ki, büyüyüp güçlenmesine göz yumdukları Türkiye'nin son Virajda İngilizlere de dirsek atıp Milli Üst Aklın ve aslında 2000 yıllık ruhun desteklediği Türkiye'ye ve yalnızca Türkiye'nin kontrolündeki halifeliğe bilmeden destek olmalarıdır! ŞAH'ı ingilizler çekmişken MAT'ı Türk Milli Üst Aklı'nın yapmasıdır!
O halde bizi izlemeye devam edin!...