Kıymetli dostlar Dünya 3. büyük savaşına doğru sürüklenirken eskiden komplo teorisi diye irtibasızlaştırılan gerçekler konuşulmaya başlandı bile.
Mesela dünyayı yöneten aileler…
Buz gibi bir gerçekken bilgi kirliliği ve Hollywood oyunlarıyla altı boşaltılmıştı.
Hanedanlar savaşı başladı! Hep anlattığımız ABD İngiltere kavgası arkasında yatan da buydu aslında.
Üst Akıl Oyunları yazı dizimizin dokuzuncusuyla devam ediyoruz dünyadaki asıl gündeme…
1517’de Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı fethi ile Osmanlılar Mısır Ekolü ile tanışmıştı. Daha önce tek tehlike olarak gördükleri batının doğudaki nakışları osmanlıları adeta şok etmişti. O dönemki Mısır’da İslam’ın hilafetinin Batı gölgesi ile ve özellikle de ingiliz aklıyla buluşturulması bir zafer olarak görülüyordu.
Osmanlılar başta bu düşünceye karşı çıktılarsa da aslında Mısır ekolünden etkilenmişlerdi. İşte 1529’da başlayan Osmanlı-İngiliz derin ittifakının ilk meyvesi de bu etkilenmeden doğmuştu. Mısır ekolü hanedanlar ile yürütülen bir dünya hakimiyetini ön görürken karşılarında duran Babil Ekolü ise sermaye odaklı bir hakimiyeti esas alıyor, akrabalığı çok da önemsemiyordu.
700’lü yıllarda Hazarların Museviliği seçmesinden sonra Musevi olan her Hazar, Yahudi arşivlerinde not edilmiş ve inançları gereği sonradan Yahudi olunamayan dinlerinde arınmayı hedef edinmişlerdi Yahudiler. Hazarların Yahudi oluşu Babil ekolünün sermaye ve gücü ön planda tutup akrabalığı öteleyen en önemli icraatlarındandı. Ancak 2. Dünya savaşı sırasında Adolf Hitler’in Hazarlardan gelen melez Yahudileri temizleme hamlesi Mısır ekolünün attığı önemli bir goldü. Mısır ekolünü benimseyen Sefarad Yahudilerine karşı Babil ekollü sermaye sahipleri olan melez Yahudiler, yani Aşkenaz Yahudileri o gün için kaybetmişlerdi.
Balfaur deklarasyonu ve israil devletinin kurulması ile başlayan Mısır ve Babil ekollerinin, yani ingiliz ve Yahudilerin ittifakı Mesih’in gelişinin yaklaşmasıyla birlikte bozulmuş ve yıllarca ABD’yi (yani yahudiliği) yöneten İngilizlere, ABD yerlileri olan Neo-con’lar baş kaldırmıştı. Trump’ın zaferi Neo-con’ların İngilizlere karşı en somut zaferiydi. Daha önce bahsettiğimiz üzere Türkiye, daha büyük tehdit olarak gördükleri yahudiliği savaştan düşürene kadar İngiliz müttefikliğini seçmişti.
Babil ekolü, yani sermaye sahipleri hanedanlara savaş açmışken bundan en çok etkilenen ingilizler olmuştu. Avrupa Birliği ve bayrağındaki 12 yıldız bile birliğin kaç üyesi olursa olsun sayısı değişmeyecek şekilde sabitlenmiş, çünkü o 12 yıldız Babil’in 12 tanrısını sembolize etmek üzere tasarlanmıştı. Yani ingiltere’nin Brexit politikası sadece AB’den çıkma hamlesi değil Babil ekolüne meydan okuma hamlesiydi.
İngilizlerin Doğu Akdeniz’de Türkiye ile ortak tatbikatı, Kıbrıs’ta Türkiye ile görüş Birliği ve Suriye’de Türkiye ile ortak hareket kararı Türkiye’nin de artık ingilizlerle ittifak kurarak mısır ekolünü seçtiğinin kanıtı gibiydi.
Kuruluş yıllarında AKP’nin Babil ekolünden esinlendiğini ancak özellikle 15 temmuz sonrasında mısır ekolüne geçiş yaptığını biliyoruz.
Hatırlayın, Abdullah Gül’ün ortak adaylığının konuşulduğu sırada Gül’ün cumhurbaşkanı adayı olmaması karşılığında ingilizlerle görüşülmüş ve ingiltere’nin isteği üzerine bir kişi Türk kabinesinde bakan yapılmıştı. Hatta o kişi 15 temmuz fetö darbe girişimi davasından yargılanması muhtemel bir kişiydi. Bunları yazmıştık. Ama şimdi konuyu bağlıyorum. O malum bakanın gelini de General Atlantic şirketinin Ortadoğu ve Afrika genel müdürü yapılmış malum bakana dair de ABD’deki ingiliz yanlısı Foreign Policy dergisinde “Erdoğan’dan sonraki başkan” manasını içeren bir yazı yayınlanmıştı.
General Atlantic şirketine bakınca ise bir dönem ABD’de Rockefeller ailesinin petrol şirketini bile geçen Getty Oil şirketinin sahibi olan Getty ailesinin varisi, Christopher Getty ‘nin kayınpederi Robert Varren Miller’in ortağı, Charles Feeney’in General Atlantic’in sahibi olduğunu görüyoruz. Yani mısır ekolünün Türkiye’deki eli, Rockefeller’e karşı savaş açmış bir aileyle dolaylı olarak ortaktı!
Türk Milli Üst Aklı dünyayı yöneten en büyük ingiliz kökenli Yahudi aile olan Rockefeller’e bile Savaş açıyordu üstelik bu savaşı Türkiye değil ingiliz müttefikleri istemişti.
Aklıma Daivid Rockefeller öldüğünde İngiliz basınında çıkan bir haber geldi:
“ Rockefeller’in ölümünde Türk eli Şüphesi “....