Ligde 6 haftayı daha geride bıraktık. Üzülmez’li 4 haftada 2 puan toplarken, Karaca’lı son iki haftada 1 puan alabildik.
Karaca hoca tıpkı Bursaspor karşısında olduğu gibi Evkur Yeni Malatyaspor maçında da aynı 11 ile sahaya çıktı. Oyuncu değişikliklerinde ise bir tek Mehmet Uslu farklı oldu bu maçta.
Yine gol bulabilmek adına ofansif hamleler yaptı Karaca hoca ama maalesef ilk yarının son dakikasında gelen gole ikinci yarıda hele de 30 dakika 10 kişiyken karşılık veremedik.
Ev sahibi ekip hem orta sahamızı hem de defans hattımızı kolaylıkla geçerek bir çok pozisyon bulurken maalesef bizim takım sefilleri oynadı. Sadece mücadele etmek yetmiyor, üretkenlik de şart. Takımın sistemi bozulunca ilk 4 haftada Erzurum maçı hariç gördüğümüz etkiden eser yoktu.
Karaca Hoca bugüne kadar görev verildiğinde çıktığı maçlarda ilk yenilgisini almış oldu ve 2 haftalık görevini artık Okan Buruk’a devredecek.
Başkan Yardımcı geçen hafta yaptığı açıklamasında hoca konusunda acelelerinin olmadığını ve Karaca’nın üstünde bir hoca bulmadıkları takdirde Karaca ile devam edeceklerini açıklamıştı ama bu açıklamanın ardından bir hafta geçmeden Okan Buruk ile boy boy fotoğraflar paylaşılmaya başlandı ve imzalar atıldı.
Karaca Hoca maalesef bugüne kadar Rizespor’da kendine verilen görevler dışında tecrübe kazanmak adına dışarıya atamadı kendini. Etimesgut Belediyespor ve Ofspor başında en son görevler aldı. Tecrübe olarak maalesef Süper Ligi götüremeyeceği belliydi. Keşke daha fazla takım çalıştırarak tecrübe kazansaydı. Tabii burada Rizespor yönetiminin de hatası var. Her sıkıştıklarında Karaca Hocayı göreve davet ederken, gelen teknik direktörlere “Birinci yardımcınız Karaca’dır” demedi. AŞ yönetiminden bu yana böyle yapılmış olsaydı zaten bugün çok farklı bir Karaca hoca görebilirdik.
Okan Buruk konusuna gelirsek, evet başarılı bir sezon sonu geçirdi Akhisar Belediyespor’da. Takımı ligde tutması bir yana Türkiye Kupası bile kazandırdı. Kısa süre önce başladığı teknik direktörlük kariyerinde iyi bir çıkış yakaladı. Ayda 100 bin dolar istediği için maliyeti yüksek bulunmuş ve görüşmeler tamamlanmışken, sonrasında ne oldu tabii bilemiyoruz. Futbolda her an her şey olabiliyor.
Geçtiğimiz yılsonu itibariyle kulübün 41 Milyon TL borcu olduğu açıklanmıştı. Şimdi ise 100 Milyon TL borç olduğu belirtiliyor. Yaklaşık 9 ayda ciddi bir borç farkı ortaya çıkmış durumda. En son 2 Milyon 200 bin TL İbrahim Üzülmez’e ödenen para da bu rakama dahil mi bilemiyoruz ama tamamı transferlere mi gitti, gelen futbolculara ne kadar verildi, şeffaflık ilkesi gereği bu bilgiler de kamuoyuyla paylaşılacak mı merak ediyoruz.
Tam da bu günlerde Başkan Yardımcı’nın görevi As Başkan Hasan Kartal’a devrettiğini de öğrendik. Aslında geçen sene görevi aldığında Başkan Yardımcı sezon sonuna kadar duracağını ve bu değişikliğin gerçekleşeceğini söylemişti. Şimdi sağlık sorunları nedeniyle böyle bir hamle yapıldığı belirtiliyor. Hatta belediye başkanlığı düşündüğü iddia ediliyor ki buna ihtimal vermiyorum. Sağlık sorunları nedeniyle kulübü yönetemeyen bir kişi şehri nasıl yönetsin? Bu sağlık sorunları belediye başkanı olunca nüksetmeyecek mi?
Velhasıl kelam yeni sezon başladığından bu yana Rizespor’da gündem çok değişken ilerliyor. Taraftar da haliyle endişeli, bizler de… Kalkavan döneminde kararlar tek bir noktadan çıkar, başına buyruk adımlar atılmazdı ama son bir yıldır herkes ayrı bir yönetici, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Özellikle basına karşı çifte standart diz boyu.
Metin Kalkavan döneminde en çok eleştirilen konu takımın İstanbul’dan yönetildiğiydi. Şimdi Hasan Kartal döneminde Ankara’dan yönetilmeyecek mi veya Başkan Kartal da Yardımcı gibi ayın çoğu gününü Rize’de mi geçirecek zamanla göreceğiz.
Ama Kartal yönetiminden en büyük dileğim, Rize ayağında yetkili tek bir yöneticinin olması ve her kafadan ayrı ses çıkartan, ayrımcılık yapan, ikili ilişkilerini kulüp menfaatlerinin önünde tutan, en önemlisi futboldan anlamayan isimlere yer vermemesidir.
Yönetim ayağı sağlam olmadan, bu kulübün başarılı olmasını beklemek hayal kurmaktan öteye gitmez.