Çaykur Rizesporumuz ligin 4’üncü haftasında sahasında ilk galibiyetini alarak taraftarına 3 puanı Fatih Karagümrük karşısında hediye etti. Geçen hafta Trabzon deplasmanında alınan ilk 3 puan ve komşu ekibi 16 yıl sonra sahasında mağlup etmiş olmanın da morali bu haftaya taşındı.
Üst üste iki haftada 6 puan ve toplamda 4 haftada elde edilen 7 puan, sahada oynanan oyun, edilen mücadele sevindirici ancak ligin boyuna bakınca rehavete kapılmak için ise çok erken.
Çaykur Rizespor 2007/2008 sezonunda küme düştüğü ve 5 sezon aranın ardından yeniden yükseldiği Süper Lig’de (aradaki birer sezonluk 2 düşüşü saymazsak) ligde geçirdiği son 9 sezonda üçüncü kez ilk 4 haftada böyle yüksek puanlara erişti. 5 yıl aradan sonra yükseldiği 2013/2014 sezonunda Rıza Çalımbay ile 4 haftada 9 puan toplamıştık, bir de 2019/2020 sezonunda İsmail Kartal ile 4 haftada 8 puan toplamışız. Ancak o sezonlara bakarsak ilerleyen haftalarda ise düşüşe geçmiştik.
Teknik Direktör İlhan Palut’un da vurguladığı üzere bu takıma transfer şart. Ve hocanın beklediği 4-5 transfer de artık şu Milli arada erkenden takıma dahil edilsin. Rizespor’da yönetimler gelip geçer ama kamp sürecine transferleri yetiştirebilme noktasındaki eksiklik asla değişmez. Önceki sezonlardan tecrübeli yöneticilerin olmasına rağmen bu planlama bir türlü başarılamadı. Şu an bu konuda eleştiri yapmamamızın tek nedeni ise kampa yetişmese dahi, geç gelseler dahi, alınan transferlerin hazır gelmesi ve kofti diyebileceğimiz bir performans sergilememeleridir. Bundan sonraki gelecek olan isimlerin de İlhan Palut’a artan güvenle birlikte nokta transferler olacağına inanıyoruz.
Karagümrük maçının 90 dakikalık bölümünde son çeyreği saymazsak sürekli basan, savunmayı da elden bırakmayan bir takım izledik. Belki de Okan Buruk döneminden bu yana önde olduğumuz maçlarda baskıyı sürdürüp geriye yaslanmayan bir takım görüntüsü verdik. Tabii son çeyrekte takımın yorulduğunu gözlemledik ve hocanın da oyuncu değişiklikleri defans ağırlıklı oldu. Bunda da hocanın maç sonu basın açıklamasında belirttiği üzere yeterli kadro derinliğine sahip olmayışın katkısı büyük. O yüzden hocanın kamp başladığından bu yana ve her bizim karşımıza çıktığında serzenişte hala bulunmamasına karşılık bizler transfer de transfer diyor, yeni isimlerin de artık en kısa zamanda takıma dahil edilmesini umut ediyoruz.
Yönetimsel bir çok eksik olmasına rağmen şu an yakalanan güzel hava ilerleyen haftalarda rüzgarın tersine dönmesine sebep olmaz umarım. İlhan Hocaya ilk maçtan itibaren camia güvendi ve bu güven her geçen hafta artıyor. En azından hocanın bir sistemi olduğunu görüyoruz. Geçen sezon Bülent Korkmaz hocanın bir türlü sistemini çözebilmiş değildik. İlhan hoca ise hem oyunu iyi okuyor hem de şimdiye kadar hamlelerini de yerinde ve zamanında yaptığını gösterdi. Bu yüzden yönetimin şu an tek yapması gereken hocaya kuru destek değil, onun elini güçlendirecek destek hareketini sürdürmektir.
O stadın hali nedir?
Lige 15 günlük Milli maç arası verildi ve maalesef takımımız 3 günlük aradan sonra çalışmalarına Ankara’da devam edecek. Sebebi ise hem antrenman sahalarının hem de 2 maçtır görüldüğü üzere stadın çimlerine bakım yapılmaması.
Allah aşkına lig bittikten sonra yaklaşık 3 ay zaman varken bu sahaların bakımları nasıl yapılmaz. Türkiye’nin ikinci hibrit sahasını yaptık. Binlerce dolarlık bakım makineleri alındı ama koskoca bir yaz dönemi bakım yapılmadan sezona başlanıldı. Bu yönetimin büyük bir eksikliğidir. Yeni bir bakım ekibi gelmiş. Bu ekip zamanında neden alınmadı? Böyle vizyonsuzluk olabilir mi? Stadın halini herkes gördü ama antrenman sahalarının halini ancak giden görebilir. Onlar daha beter. Üstelik onlar da hibrit yapıldı ama özellikle saha kenarlarında çim görmek mümkün değil. Böyle bir konunun sezon başlayana kadar ertelenmesi kadar akıl tutulması bir durum yoktur. Allahtan Milli ara var da hızlıca şimdi bakım yapılacak. 15 gün bu takımın Rize’de olmaması demek, takımdan taraftara, camiaya birçok haber verilmemesi demektir.
Biz basın mensupları, yani gazeteciler, internet medyası, ajanslar takım burada oldukça daha fazla haber üretebiliyoruz. Aksi halde kulüp medya grubu birkaç fotoğraf atacak da, bir iki satır bilgi verecek de, onlardan haber üret veya her gün gazete sayfası doldur. Yani bu ihmal takımımızı etkilediği gibi taraftara haber ulaştıran basını da etkilemiş oldu.
15 yıldır aralıksız takip ettiğim Rizespor için (ki yönetimleri kastediyorum) söyleyebileceğim en net yorum; bir türlü profesyonelleşememiş olmalarıdır. Amatör zihniyetle ve vizyonsuzluklarıyla gelen gideni aratmıyor maşallah!