İlk devreyi 31 puanla 3’üncü sırada ve liderle 3 puan farkla tamamlayan Çaykur Rizesporumuz, devre arası kampını Antalya Belek’te gerçekleştirdi.
Birkaç gününde bulunduğumuz kamp sürecinde enerjisi yüksek ve olumlu bir hava vardı. Tek sıkıntı transferlerdi ve Başkan Hasan Kemal Yardımcı da zaten her açıklamasında bunun nedenlerini anlattı.
Ara transfer dönemlerinin zor geçtiğini malumdur. Rizesporumuzu bu süreçte en çok zorlayan nokta elbette içinde bulunduğu mali tablo ve talip oldukları isimlerin talep ettiği yüksek meblağlar oldu. Özellikle yabancı kontenjanından eksiltme yapılamayınca yönetimin ve teknik ekibin işi daha da zorlaştı.
Artık Koray Altınay, Vedat Muriç ve Galip Güzel transferleriyle birlikte önemli eksikler giderilmiş oldu. Son bir iki rötuşla birlikte takımımız Manisaspor hazırlıklarını önümüzdeki hafta başından itibaren Rize’de sürdürecek. Dilerim Antalya kampındaki enerji, oluşan yeni sinerjiyle birlikte ikinci devre boyunca takımımıza etki eder ve sezonu yeniden Süper Lige çıkarak tamamlamış oluruz.
Tabii en çok ilgilendiğim alanlarında başında gelen altyapı konusu maalesef devre arası kampında olumsuzlukla bahsedeceğim tek nokta sayılıyor. Bu sezon altyapıdan profesyonel yapılan isimlere baktığımızda kampa sadece 17 yaşındaki Emir Han Topçu davet edildi. Sinan Yazıcı’nın Pazarspor’a, Kaleci Mert Kuleli’nin Silivrispor’a kiralık gönderildiği bu süreçte, Kazım Kopuz, Berat Delihasan ve Kaleci Mizhat Burak Sarı ile birlikte Gölcükspor’dan transfer edilen genç isim Faruk Affan Doruklu kampa davet edilmeyen isimler oldular.
İbrahim Hoca, şampiyonluğa odaklandıklarından dolayı forma şansı veremediği için üzüldüğü bu isimlerin devre arasında oynayabilecekleri takımlara kiralık gönderilmeleri gerektiğini söyledi. Ancak devre arası transfer döneminin ne kadar zor bir süreç olduğunun bilinmesine rağmen, bu isimlerin, üstelik kampa bile davet edilmeden kendilerine takım bulmalarının kolay olmayacağının da bilinmesi gerekir. Çaykur Rizespor tarihinde ilk kez bir yönetimin altyapıya bu kadar önem verdiği bir dönemde, bir kampın altyapı futbolcularından bu kadar yoksun geçtiği çok nadirdir. Üstelik bırakın eldeki profesyonel isimleri, henüz profesyonel olmayan ama kamp hayali kuran gençlerin de şevklerine zarar verici bir durum ortaya çıktı.
Kendilerini geliştirmeleri gerektiği düşünülen bu isimlerin Rizespor kampına dahi davet edilmediği bir ortamda, oynayabilecekleri bir takım bulmak da, Çaykur Rizespor’un transfer noktasında yaşadığı zorluklardan öte bir durum değildir. Her takımın nokta transfer yapmaya kalktığı bir süreçte, bu gençlerin durumunun yeteri kadar düşünülmediğine inanıyorum. O yüzden hem yönetime, hem teknik ekibe eksi puanı yazıyoruz.
İbrahim Hocanın takımla anlaştığı dönemde yapılan bir basın toplantısında Başkan Yardımcı’ya, bundan önce yıllardır, altyapıdan profesyonel yapılan ve A takımla idmanlara çıkan futbolcuların, her hoca değişikliğinde yeniden altyapıya gönderildiklerini ve bu gençlerin durumunun da aynı olup olmayacağını sormuştum. Başkanımız hepsinin yakinen takipçisi olacaklarını vurgulamıştı. Maalesef öyle olmadı. Tabii burada İbrahim Hocanın talepleri göz önüne alındı ama şu bir gerçek ki, “altyapıdan futbolcu yetişmiyor” noktasında sürekli serzenişte bulunulurken, bu şekilde yapılan dışlanmalarla da futbolcu yetiştirilemeyeceğinin bilinmesi gerekiyor.
İbrahim Hoca, Antalya kampında bizlere, eğer bu futbolculara kiralık oynayabilecekleri bir takım bulunmaması halinde A takımla birlikte idmanlara çıkabileceklerini ve onları dışlayamayacaklarını söyledi. Aksi bir durum da bana göre, altyapı konusunda bu kadar heyecanlı olan, özellikle tesisleşme ve model olma yolunda önemli adımlar atacak yönetimin söylemlerine de, eylemlerine de zarar verir.
Tabii ki isteğimiz, bu gençlerin forma şansı bulabilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri takımlarda yer almalarıdır. Ama onlara bu fırsat sağlanamıyorsa, Kazım için de, Berat için de, Faruk Affan ve Kaleci Mizhat Burak için de yapılması gereken tek şey, bu gençlerin kendilerini geliştirmesine, A takım seviyesinde katkı sunmaya devam edilmesidir. En azından ikinci devre U21 Liginde oynayabilecekleri garanti 17 maçları bulunuyor. Özel bir hoca nezdinde A takımla birlikte idmanlarını sürdürmelerinde bir sakınca olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki oradaki ağabeylerinden de, üst düzey hocalarından da öğrenecekleri daha çok şey var. Bu devre arası olmazsa da önümüzdeki sezon başına kendilerini hazırlayabilme fırsatı bu gençlere verilmelidir.
Yoksa neden altyapıdan futbolcu yetişmesin ki..!