1) Futbolcular hocayı sevmez üst üste sahada yattığı maçlarda yaşanan puan kayıpları sonucu hoca istifa etmek zorunda kalır.
2) Yönetici hocadan rahatsız olur, futbolcu işbirliği ile yine kötü gidişat hocanın istifasıyla sona erer.
3) Gerçekten kötü bir gidişat vardır. Hoca kendi isteğiyle takımın önünü açmak için istifa eder.
4) Gerçekten kötü bir gidişat vardır. Kamuoyu tepkili, hoca umursamaz. Sonunda yönetim hocayı göndermek durumunda kalır.
Futbolun içinde olan ve her zaman hocanın ayrılmasıyla sonuçlanan değişik varyasyonlardır bunlar.
Bu ihtimalleri birçok takım yaşamıştır. Bir tek Rizespor’da Hikmet Karaman dönemi bu varyasyonları geciktiren, hatta zorlayan bir dönem olmuştur.
Şimdi İbrahim Üzülmez döneminin de Çaykur Rizespor’da sonuna geldik.
Geçen sezon 1. Ligin 7. Haftasında Hikmet Karaman’dan devraldığı takımı sezon sonunda Şampiyonluğa taşıyan Üzülmez ile Süper Ligdeki yeni sezon için de anlaşıldı ama bu anlaşma ligin 4’üncü haftasına kadar anca sürdü.
Bana kalırsa ve kamuoyunda zamanında da dillendirildi. Yeni sezona Üzülmez ile hiç başlamamalıydık. Süper Ligin zorluğuna uygun daha tecrübeli bir isimle sezona başlamamız hayırlı olacaktı.
İbrahim Hoca Erzurum kampında geciken transferler ve kendisiyle istişare edilmemesinden dolayı istifa kararı aldığında yönetim bu kararından vazgeçirmişti. Tabii o anda istifa etse, takımdan ayrılsa, kamuoyuna verdikleri demeçlerin aksine transferleri geciktiren yönetim bunun müsebbibi olacaktı. O yüzden Üzülmez’in istifası işlerine gelmezdi.
Lig başladı. 4 haftada 2 puan alındı. Özellikle ilk 2 maçta hocanın yanlış ve geciken hamlelerini kabul ediyoruz. Ama önde olunan maçlarda futbolcuların yaptığı bariz hatalara, gol atamama beceriksizliklerine, Kaleci Gökhan’ın bariz hatalarına ne demeli? Bunların da sorumlusu Hoca olamaz.
Üzülmez zaten rahatsızdı. Bu rahatsızlığını sezon başından itibaren dile getirdi. Özellikle transfer noktasında alınan futbolcularla ilgili istişare yapılmaması, çoğu hazır olmayan isimlerin transfer edilmesi ve hele de son getirilen 2 Senegalli…
Antalyaspor maçında da yine basit hatalarla yenildik. Milli maç arasının da fırsat bilinmesiyle Hocanın gönderilmesi için düğmeye basıldı. İyi güzel de insan hocayla oturup konuşmadan, tam uzlaşı sağlanmadan kamuoyuna açıklama yapar mı?
Maçın hemen ertesi Pazartesi günü Kulüp resmi sitesinden kan değişikliği ihtiyacı doğduğu için Üzülmez’e takımdan ayrılması noktasında tebliğde bulunulduğu ifade edildi. Ama aradan geçen 4 günün sonunda hala Hoca ile oturulup net bir uzlaşı sağlanmış değil.
Takım Perşembe günü Mehmet Ali Karaca yönetiminde idmana çıkarken de resmi olarak takımın hocası durumunda İbrahim Üzülmez görünmekteydi. Yapılan bu hareket bana göre kurumsallık mantığına da, ciddiyete de sığmaz.
Hocayla oturup uzlaşmadan böyle bir demeç vererek onun gururunu da incitmiş oldunuz. Böyle bir durumda karşılıklı uzlaşı beklemek, hocanın sözleşmesinden doğan haklarını talep etmemesini istemek anlamsızdır.
Kısacası bir hoca gönderme operasyonu, acemice ele-yüze bulaştı. Hep tecrübeden bahsediliyor ya, yönetim ayağının da tecrübeli olması gerekir.