Çay ve Çay Çarşısı
A dan Z ye tüm Doğu Karadeniz insanı için çok önemli olan bir ürün. Geçim kaynağı.
Kentin doğal sembolü, çay.
Rize merkezde çok konuşuldu şehrin simgesi olacak Çay Çarşısının yapılması.
Nihayet gerçekleşiyor.
Çay Çarşısı fikrini benimsemekle, desteklemekle beraber bu çarşı ile ilgili paylaşılan görselde ki çay bardağına her seferinde mesafeli oldum.
Nedeni çok basit.
Çay kültürünü, ekonomisini çay bardağı mi, çay bitkisi – endüstrisi mi temsil eder?
Büyük pencereden bakıp görüşünüzü yazar mısınız?
2 hafta önce bu yorumu sosyal medya hesaplarımda yapmış, sayfaya, mesaja, telefona çok ama çok sayıda dönüş alınca konuyu yerel medyamıza taşımaya karar verdim.
RİZE’YE BARDAK, GİRESUN’A FINDIK EZMEZİ, DENİZLİ’YE YUMURTA, ANTALYA’YA MENEMEN YADA PORTAK SUYU, ADANA’YA GÖMLEK YA DA İPLİK MASURASI
Öyle ya Çay’ı simgelemek için tüketimi esnasında en çok tercih edilen nesne olduğundan hareketle bardağı sembol seçersen Adanalı da pamuğu “koza” ile değil pamuktan yapılan tekstille, iplikle sembolleştirir. Fındığı Giresunlu “fındık ezmesi”, Ordulu “Sarelle Kavanozu” yada gofretle, Osman Köseoğlu’nun dediği gibi Denizlilerde şehrin girişinden “Horoz”u kaldırıp yumurta koyarak kentlerini tanıtırlar. Hatta paylaşımıma yorum yazan bir hemşerimizin dediği gibi “Antalya’da domates çok onlarda şehrin girişine menemen görseli mi koyacaklar”. Bir başkası da Malatya’yı örnek vermiş, Malatya’ya da “kayısı reçeli kavanozu” yakışır diye.
Sosyal medya paylaşımıma yapılan örnek yorumlardan seçki de yaparım ama neye yarar ki!
Atı alan çoktan Trabzon’a havalimanına vardı, dev bardağın kaba silueti çoktan tamamlandı. Ama biz hala dövmeye devam edelim havanı. Belli mi olur, proje iptal olmaz ama komplekse Rize’yi tam ve doğru yansıtacak “ÇAY”ı sembol olarak ilave edebilirler yine de. İsterlerse. Ama eklemiş olmak için, amele usulü değil, vizyon sahibi mimarlardan, planlamacılardan, sosyal bilimcilerden destek alarak yorumlayacaklarsa.
Buna da ümidim yok. Muhtemelen proje ekibinin içinde olan, dünya ölçeğinde çay konusunda birikimli, entelektüel kimliği ile tanıdığımız Hasan Önder Bey bile “Çay yaprağını dünyada tanıyan kaç kişi var... Bu Türk Çay Kültürünün markası... Biraz daha global bakın Allah aşkına...“ diyorsa, nasıl ümidim olsun.
Paylaşımlarından anladığım Çay Çarşısı veya bu tarzdaki bir konsept fikri, sektörün kıdemlisi, Borsa eski Başkanı Tahsin Sancak’a ait. Olması gereken değil çok çok geç kalınmış bir proje. Tıpkı yıllardır dövündüğümüz, benim de kezlerce yazdığım çaylıklarımızın ömrü tükendi, bir plan program dahilinde yenilenmeleri gerektiği gibi.
Çay çarşısı konsepti gerekli olmasına gerekli de iki açıdan eleştirim oldu. Kabaca ifade edersem bu tarz oluşumların iki hedefi vardır. Kenti, lokasyonu, bölgeyi tanımlamak ve tanıtmak. Diğeri de turizm. Yanı ticaret ve daha çok ziyaretçi çekmek.
Karar vericiler şehrin hemen göbeğinde, dolgu üzerinde bir alanda kent için çok önemli böyle bir proje için bu tarz projeler, yatırımlar konusunda yetkinliği olanlara danışsalardı olur yanıtı alamazlardı. Bu tarz konseptlerin şehirlerin hemen çıkışlarında, şehirler arası karayolu trafiğinin kolayca yararlanabileceği, gar ve havalimanlarına yakın lokasyonlarda tesis edilmesi gerektiğini bilimin, verilerin ışığında kendilerine söylenirdi. Tıpkı Müftü Mahallesinde ki AVM’nin yanlış yerde yapılması gibi. Bu konuyu şimdilik geçiyoruz. İlerde daha iyisi, hatta ”Çay Adası” neden olmasın diyerek.
İkinci konu, kente sembol olacak bir figürün seçimi…
Paylaşımlardan anladığım Çay, en çok ince belli cam bardakta içildiğinden hareketle bardak formunda bir betonun bu işi çözeceği düşünülmüş. Beton, çünkü kolaya kaçıp içinde ofisler, mağazalar uygulamakta kolay.
Ama bardak Rize’yi simgeler mi, Rize’nin sembolü olur mu?
Rize’nin açık ara temel ekonomisi çay ise, Rize’de yaşamıyor olsa da hüviyetinde Rize yazan her kesin ekmeğinde çay var ise ve de alternatifi dahi gündeme gelemiyorsa kentin simgesi, sembolü Çay’dır. Çay’ın kendisidir. Bardak ise sadece demlenmiş Çay’ın sunulduğu bir nesnedir, eşyadır.
Rize’yi tarımıyla, endüstrisiyle simgeleyecek olan Çay’ın bizzat kendisidir. Eski valilik binasının önündeki çay filizi ve filizi çevreleyen çarktır. Özeti tarım ve endüstrisidir.
Üzüldüğüm, garipsediğim bir hususta bardak ögesini savunan hemşerilerimizin bu çarşıyı “bardağı gören, hemen orada çay molası verme ihtiyacı duyacak, çay içilmesini özendirecek bir mekan” olarak görmesidir.
Elbette orada çay içilecek. Üstelik burası sadece cam bardakla değil farklı ritüellerle çay da içilebilen bir alan olacaktır. Ama asıl işlevi çay endüstrimizi, kültürümüzü yansıtacak mekan olmasıdır. İç ve dışardan gelenin çay çeşitleri ve yörenin diğer special ürünlerini kolayca temin edebileceği platform olacak olmasıdır.
Rize’miz için hayırlı olması dileyerek bu konuda hemşerilerimizin neredeyse tamama yakınının da farklı düşünmediğini göstermek için sosyal medya paylaşımıma yapılan yorumlardan örnekler eklemek istiyorum. Uzun ama ilginç yorumlarda var, okumanızı öneririrm.
Recep Ali Aksoylu / 12.01.2021 Kadıköy
ÖMER ERSAYIN: Burada Paşabahçe fabrikası mı var da bilmiyoruz. Her kent kültürünün yanında en değerli bir ürünüyle ünlüdür. Giresun’da fındık kumuşisi varken kavanozumu koyulsun çok komik!
AHMET OFLU: Keşke böyle projeler bir platform oluşturulup, istişare yapılarak tasarlansa. Bir misafirimiz haklı olarak Paşabahçe cam fabrikasının satış reyonu mu açılıyor diye espri yaptı.
Yıllar evvel bir atmaca heykeli diye başlanan projenin; ağacın dalında mı olsun, birinin kolunda mı? Sonuç, Bir avcı olsun, avcı Karadenizli olsun, kafasında kukula olsun, haa, burnu da uzun olsun, kıyafeti şöyle olsun derken özne adam oluverdi. Kolunda da küçücük Bir atmaca.
Projenin amacına bir de yapılana bakıyorum, buna akıl tutulması diyorlar işte. Çok zor bir memlekette yaşıyoruz vesselam. Hani, cam kırıkları gibi olur ya bazen kelimeler, sussan acıtır, konuşsan kanatır. İşte tam oradayız. Allah hayırlı etsin inşallah...
HASAN ÖNDER: Ahmet Oflu Bey, turizmci siniz. Turk çayının bilinirliği ince belli markası bardaktır... Bu açıdan bakmayı deneyin. Burası da Çay Çarşısı...
AHMET OFLU: Bence ne ile içildiği değil, ne içildiğidir önemli olan Hasan bey. Rakı da o bardakta içiliyor. Olan olmuş, hayırlı olur inşallah. Çay filizi daha uygun olurdu. Hasan bey yanlış anlaşılmasın, proje çok güzel ve geç bile kalınmış bir proje tebrik ediyorum, lakin bardak bana göre konunun özünden uzak bir simge. Demlik bile olsaydı daha uygun olabilirdi.
DOĞAN TUZCUOĞLU: Dünyanın neresinde görülmüş çay ile bardağın bir anıldığını. Çay ı ifade eden görselin yapılması daha doğru olurdu. O zaman Çaykur Rizespor da amblemine bardak koysun da rahat edelim.
RAHMİ ŞENKAYA: İnce belli bardakla Türkiye’de çay içiliyor. Ancak bardakla başka içeceklerde içilir. Bundan dolayıdır ki bardak çayın tamamen sembolü olamaz. Üstelik mevcut alan bardağın çevresi bardakla uyumlu görülmüyor. Etrafında ki binalarla alanı daraltmışlar. Kısaca çevreye tam uyumlu
gözükmüyor. Sembol filiz olmalıydı. Çay çarşısının projesi nasıl oluştu. Yarışmamı oldu doğrusu bilmiyorum. İşi yaptıran mı karar vermiş yoksa bir seçici kurul mu?
TAHSİN SANCAK: Proje orijini, bizim zamanımıza aittir. Borsa bahçesinde, daha küçük tasarlamıştık. Stratejik bir nedenimizde vardı. Benden sonra arkadaşlar proje kapsamını genişletip, şehre taşıdılar. Çok da güzel oldu.
Bu projenin tasarımından, kimin yaptığından haberim yok, bizi arayıp fikrimizi alanda olmadı, ancak bardağı mantıklı bulurum. Tarımdan bakarsanız filiz, birde turist gözüyle bakınız, tam şehre girerken çay çarşısı karşınıza çıkıyor. Bardağı görünce, beyninizde, “şurada bir çay içelim" duygusu canlanır, tüketimi hatırlatması adına mantıklı olabilir. Girin içeri, her türlü çay sunumu ve satışı, Çay kültürlerinin yansıtılması ve bir bölümde gerçek Çay bahçesi.
OSMAN KÖSEOĞLU: Denizli’nin girişine bu durumda yumurta, Giresun’un girişine fındık ezmesi
30 metre boyunda Rize sahilinde dev bir kule, resmen ucube! Aynı sahilde aynı yükseklikte Rize Belediyesi olsun Rize Valiliği olsun, herhangi bir kuruluş kim olursa olsun, orada o yükseklikte bir binaya izin verilebilir mi! Sayın Cumhurbaşkanımız o ucubeyi gördüğünde inanıyorum ki birinin kulaklarını çekecek!!
YAKUP UZUN: Genel görüntü çok hoş olmamış. Geneli boğmayan daha özgün bir obje olabilirdi. İlk bakışta Rize'mizi anımsatacak bir simge olmalıydı. Böyle önemli bir konuda kimlere danışıp fikir almışlar.
ALİ KEMAL KARA: Sığ bakış açısından kurtulun. Bakın Google a Turkish tea olarak arayınca görseller de ne çıkıyor! Siz bakmadan ben söyleyim. İnce belli çay bardağı çıkıyor sayfalarca... Türk çayını Dünyaya tanıtmaya çalışıyoruz. Neden? Çünkü çay kültürü ülkelere göre kıtalara göre farklı içme teknikleri ile şekilleniyor. Çayın şeklini bilmeyenimiz yoktur. Ama kültürel araç olabilmesi için onu çay haline getiren ögeleri ihtiyacımız var. Dünya bununla ilgileniyor. Biz yaprağın 2.5 mu 5.5 mu olduğunu tartışıyoruz.
NECDET BAYRAKTAR: Biz Paşabahçe değiliz, bardak üretmiyoruz, çay üretiyoruz çay. Türk çayı bardakla tanıtılmaz. Oraya çay filizi konmalı.
GÜNSELİ ÇEPNİ: Çok itici bir görünüm. Çay bardağı doğayı yansıtmıyor, bir fabrika ürünü nesne... Adı üstünde çay, yöresel ve doğadan fışkıran bir bitki... Hangisi daha doğal ve anlamlı diye düşündüğümde tabii ki doğal olan çay etkileyicidir... Başka bir bakış açısı, çay bardağı tüm ülkelerde var ama çay...!!!!
SÜLBİYE KARAMAN TOSUN: Çok çirkin bir vazo görünümü... Çay ile ne alakası var anlayamadım. Kütahya’da belediyenin önünde şehri temsil eden oldukça zarif bir vazo var, insan onu gördükçe seramik atölyelerini merak eder, ürünleri görüp satın almak ister. Bu çirkin şekil çay ı nasıl temsil ediyor anlamadım