Söylenecek bir şey yok!

TAKİP ET

PTT 1

PTT 1. Lig’in 8. Haftasında evimizde oynadığımız Denizlispor karşısında elde ettiğimiz golsüz beraberlikle evimizdeki ilk puan kaybını yaşasak da, maç sonunda Teknik Hoca Engin Korukır’ın da dediği gibi futbol adına söylenebilecek fazla bir söz yok aslında.   Bu maçta sahada yer alan futbolcuların mücadele gücü taktire şayandı. İlk yarıda gelen hızlı ataklarla gole çok yaklaşmamıza rağmen şanssızlık sonucu değerlendiremediğimiz pozisyonlar bizleri üzse de, uzun bir aradan sonra 1 Liralık bilet fiyatının da etkisiyle tribünleri dolduran taraftara coşku yaşattı.   Hani “Top girmeyince girmiyor” misali bu maçın özetini bu şekilde yapabiliriz aslında. İkinci yarıda genel anlamda ortada bir futbol sergilense de bunda Denizli ekibinin iyi bir defans yaptığıyla da alakası olduğunu düşünüyorum. Ciddi pozisyonu olmayan konuk ekip adeta baştan beri 1 puana razı olarak oyunu sürdürdü ve sanırım onların duaları kabul oldu. Bu kadar üst üste yaşanan net pozisyonlarda topu kaleye sokamamanın beceriksizlikle tabir edilmesi yanlış olur. Bu kez gerçekten şans bizden yana değildi.   Özellikle Boluspor ve Kartalspor maçlarının ardından evimizde böyle bir mücadele görmüş olmamız evet gerçekten de ileriki haftalar için fazlasıyla ümit verici oldu. Ancak bu istikrarın gerçekten de hem içerde, hem de dışarıda devam ettirilmesi gerekiyor. Aynı oyun tarzını, aynı mücadele gücünü, hatasız oynadığımız sürece sahaya yansıttığımızda, bu takımın başarılı olamama gibi bir ihtimali söz konusu olamaz.   Dilerim önümüzdeki haftalarda bu mücadele gücümüzle 1 puana değil, her zaman 3 puana ulaşarak çıkışa devam ederiz.   Taraftar toparlanıyor   Bilet fiyatlarının kale arkası da olsa 1 lira yapılması yönetim tarafından alınan güzel bir karar. Gerçi önceki sezonlarda gördük, kötü gidişatlarda bedava bile olsa statta böyle bir kalabalık olmuyordu.   Ancak Denizlispor maçında da gördük ki aslında taraftarımız ateşlenmeyi bekliyor. Bu maçta da takım olarak onları ateşleyecek çok sayıda pozisyon oldu. Aynı şekilde devam edildiği müddetçe o stattaki sayı ve tribünlerdeki coşku her maçta daha da artacaktır.   Bir de takım ve yöneticiler olarak daha fazla halka inilebilse… Futbolcular ile şehirde daha fazla organizasyonda bulunulsa, etkinlikler düzenlense… Başkan Metin Kalkavan maç sonlarında kendini daha fazla gösterse… O zaman eminim ki bütünlük daha fazla kurulacaktır.   Stada şimdiden isim mi versek?   Denizlispor maçında gözüme çarpan bir konu da, bu stadın aslında Yeni Şehir’den ziyade güzel bir ismi hak ettiği oldu.   Elbette bu anlamda sponsorluklar bakılıyor, ediliyor ve büyük bir ihtimal Süper Lig’e yükselirsek o isim de belli olacaktır.   Ancak o sürece kadar neden şimdilik Yeni Şehir dışında bir isimle anılmasın bu stat?   Maç boyunca saha kenarlarındaki dönen reklam tablolarında Çaykur ismi sürekli göze çarpıyor. E zaten Çaykur takımın da isim sponsoru ve her yıl takıma katkısı yadsınamaz.   Kendi aramızda yaptığımız bir konuşma sonunda böyle bir fikir çıktı. Rizespor neden en azından bir sponsorluk bulana kadar Çaykur’a jest anlamında da olsa stadın ismini “Çaykur Arena” olarak koymuyor?   Yeni Şehir isminden ziyade kulağa ve ağza daha da uygun geldiğini düşünüyorum.   Bu konuda elbette karar yetkili mercilerindir ve Çaykur adına da böyle bir öneriyi yapmak benim haddime değildir ancak, yıllardır Rizespor ismi ile artık ayrılmaz bir bütün halinde görünen, bu ilin en önemli ekonomik değerinin böyle bir jesti de hak ettiğini düşünüyorum.