Rizespor'dan, neden başarılı futbolcu yetişmiyor?
Rizespor'a yıllarca, yüzlerce futbolcu, onlarca teknik direktörler gelip gitti.
Her sezon milyonlarca liralık transferler yapıldı, bir sonraki sezona ise geriye o transferlerden en fazla sekiz-dokuz futbolcu kaldı. Bir sonraki sezon gene aynı filmi izledik, yeni teknik direktörler, yeni futbolcular ve uçup giden milyonlarca lira…
Özellikle son sekiz sezonda, 2006 yılından itibaren, alınan futbolcu sayısı, Rizespor tarihinde resmi maçlarda forma giyen futbolcuların hemen hemen üçte birine eşit olması, aslında birçok şeyi açıklıyor.
Yıllarca futboldan anlayan anlamayan kişilerin ortak görüşüdür: “Rizespor’un altyapısından neden futbolcu yetişmemesi”. Doğrudur, son yıllarda altyapıdan fazla göze batan bir futbolcu yetişmemesi. Yetişenlerin durumları belli!
Aslına bakarsanız, bu sadece Rizespor’un değil birçok Türk takımının genel sorunudur. Fakat bu işi Türkiye’de alnının akıyla başaran kulüplerimiz var. Neden Rizespor’un bu kulüplerden bir tanesi olmadığını sorgulamamız gerekiyor.
Şimdi sizleri yaklaşık 30 yıl öncesine götüreceğim. Rizespor’un 2. defa şampiyon olup 1.Lig’e bugünkü ismiyle Süper Lig’e yükseldiği sezona.
Rizespor 1.Lig’den düştüğü 1980-1981 sezonunda sonra, tıpkı son yıllardaki gibi, transferde biraz fazla açılıyordu. Ama bir fark ile… Her sezon gerek Rize’den gerekse Rize ve çevresindeki amatör takımlardan, birer ikişer futbolcu transferi yaparak, belki de farkında olmadan yavaş yavaş iskelet kadrosunu oluşturuyordu.
Rizespor 1983-1984 sezonunda, 4. hafta da görevi bırakan Suphi Varer’in yerine, Rizespor’da yıllarca futbol oynayan ve antrenörlük yapan Cesarettin Alptekin getirilmişti. Cesarettin Alptekin ile sezonu 30 puanla 6. sırada tamamlayan Rizespor. Bir sonraki sezon Cesarettin Alptekin ile yola devam etme kararı alınmıştı. Rizespor tarihinde dönüm noktası olması açısından önemli olan bu hareket, birçok kişinin de hayal edemeyeceği bir mutlu sonla sona erecekti…
1984-1985 sezonu Cesarettin Alptekin’in teknik direktörlüğüyle, kadroda yer alan futbolcular: Sinan Yenigün, Besim Koçal, Mustafa Subaşı, Erol Tonbul, Harun İlik, Hüsnü Kürkçü, Metin Bak, İsmail Coşkun, Hasan Fehmi Durmuş, Şenol Bayraktar, Turgut Kural, Muharrem Vezir, Hakan Tecimer, Muhammet Yılmaz, Ergün Kolçak, Ogün Kutlu, Mehmet Ali Karaca, Ömer Tornacı, Mehmet Hacıömeroğlu, Kemal Topal
Çekirdek kadronun sezon sezon transferleri:
Not: Bu transferleri resmi maçları oynamaya başladıkları sezon olarak baz alınmıştır.
1974-1975: Hüsnü Kürkçü (Rizespor Altyapı)
1975-1976: Hasan Fehmi Durmuş (Çayspor)
1978-1979: Erol Tonbul (Trabzon İdman Ocağı)
1980-1981: Mehmet Hacıömeroğlu (Rizespor Altyapı)
1981-1982: Ergün Kolçak (Rizespor Altyapı), Sinan Yenigün (Rizespor Altyapı)
1982-1983: Harun İlik (Rizespor Altyapı), İsmail Coşkun (Rizespor Altyapı)
1983-1984: Hakan Tecimer (Rizespor Altyapı), Ogün Kutlu (Rizespor Altyapı), Muharrem Vezir (Rizespor Altyapı), Mehmet Ali Karaca (Rizespor Altyapı), Ömer Tornacı (Rizespor Altyapı), Şenol Bayraktar (Çaykurspor), Besim Koçal (Çaykurspor)
1984-1985: Metin Bak (Trabzonspor Amatör), Turgut Kural (Trabzonspor Amatör), Kemal Topal (Trabzon Erdoğduspor), Mustafa Subaşı (Yedikule), Muhammet Yılmaz (Rizespor Altyapı)
Kadroda yer alan 20 futbolcunun; 15’i Rize doğumlu, 4’ü Trabzon ve 1 tanesi de (devre arasında takıma katılan kaleci Mustafa Subaşı) Sakaryalıydı.
İşte işin sırrı buradaydı. Kendi şehrinin takımıyla bütünleşen, terinin son damlasına kadar mücadeleyi bırakmayan. Olası puan kaybında çarşıda gezmekten utanç duyacak futbolcuların kadroda olması. Bu futbolcular Rizespor’u sadece “para” olarak görmüyorlardı. Rize şehrini onurlarıyla temsil etmek için, ellerinden geleni yapmışlardı.
Ve nitekim bu emeklerinin karşılığını sezon tamamlanmanda şampiyon olarak almışlardı.
Rizespor, 1984-1985 sezonunun 28. haftasında o zamanki ismi 1.Lig olan Süper Lig’e yükselmeyi, sezonunun bitimine 2 hafta kala garantilemişti.
Ligin 27. haftasında kendi sahasında Adana Demirspor’u 3-1 yenen Rizespor puanını 42’ye yükseltmişti, o hafta en yakın rakibi Diyarbakırspor’un Elazığ deplasmanında mağlup olmasının ardından, 36 puanda kalan Diyarbakırspor’a 6 puan fark atan Rizespor, ligin bitmesine 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etmişti.
Rizespor kendi sahasında oynadığı 15 maçın, 12’sini galibiyetle tamamlarken, 3 maçı golsüz beraberlikle sona ermişti. Hatta o sezon sahasında şampiyonluğunu ilan ettiği Adana Demirspor maçında yediği gol dışında kalesini gole kapamıştı.
1984-1985 sezonuna ait ilginç bir anı ise; Rizespor’un kalecileri Sinan Yenigün ve Besim Koçal’ın sakatlıkları yüzünden, ligin 10. haftasında Rize’de oynanan Petrol Ofis’i maçında kaleyi Şenol Bayraktar’ın koruması ve o maçı Rizespor’un 1-0 kazanmasıydı.
Bu kadrodan Başka Kimseye Nasip Olmadı
Rizespor tarihinde böyle bir durum, daha yaşanmadı (böyle devam ettiği sürece de yaşanmayacak). Yaşanmama nedeni de apaçık ortada, kendi değerlerine sahip çıkmamasıdır.
Rizespor’da Hakan Tecimer gibi, Hasan Vezir gibi, Harun İlik gibi, Hüsnü Kürkçü gibi, İsmail Demirci gibi, Ümit Ozan Kazmaz gibi, son yıllarda futbolcu yetişti mi? Hayır, aslında bizim bunu araştırmamız gerekiyor? 30 yıl önce böyle değerler Rizespor’un altyapısından yetişirken, bugün neden bu standartlarda futbolcular yetişmiyor? Neden kendi öz değerlerimizi kendimiz oluşturmuyoruz ya da bu değerlerin yetişmesi konusunda altyapıları (amatör takımları) desteklemiyoruz !!!
Son Yıllarda Altyapı’dan Neden İstikrarlı Futbolcular Yetişmiyor?
Son yedi-sekiz yıla bakacak olursak, Rizespor altyapısında profesyonelliğe imza atan yaklaşık yirmi beş futbolcu bulunuyor. Bu futbolculardan içinden ise sadece on bir tanesi, A takımla resmi maçlara çıkabildi. Oynadıkları maç sayısı ise bir ya da ikiyi geçmemiştir. İki kişi hariç: Mesut Yılmaz ve Şahinali Terzi.
Mesut Yılmaz ve Şahinali’nin durumu da ortada. Oynadıkları her maçta taraftardan çeşitli tepki almaktan öteye geçemediler. Her ne kadar iyi niyetleri ölçüsünde mücadele ettiyseler bile malzeme bu…
Profesyonel futbolcu olmaya hakkı olmasına rağmen, çeşitli nedenlerden dolayı önleri kesilen yetenekli futbolcular ise heba olup gittiler…
Rizespor Sosyal Tesisleri Oteli (!)
Başka bir şehirden gelip, Rizespor tesislerini otel gibi kullanıp, bir sonraki sezon başka takıma gidecek bir futbolcuya, milyonlar vereceğimize, kendi içimizdeki çocuklarımızı yetiştirip onlar için bu paralar harcamamız hem şehrimizi hem de Rizespor’un geleceğini kurtarmak için, daha önemli sayılmaz mı?
Yıllardır altyapı konusunda gerekli hamlelerin yapılmasını bekleyen birçok veli var. Tüm kategorilerin rahatlıkla antrenman yapabileceği, bir tesis Rizespor’un geleceği için çok önemli olduğunu bir kez daha vurgulamakta yarar var.
Burada herkes, kendine pay biçip, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirirse, Rizespor’un geleceğini kurtarmak için büyük bir adım atmış olabileceğimiz kanaatindeyim…