Modern İslam ne demektir

TAKİP ET

Modern İslam kavramı bazı kişiler tarafından yanlış anlaşılıyor ya da çarpıtılıyor olabilir. Bu nedenle 'modern İslam' ifadesinden ne kastedildiğini netleştirmekte fayda var.

Modern İslam, İslam dininin modernleştirilmiş, modern zihniyet ya da yaşam biçimlerine adapte edilmiş bir hali değildir. Modern İslam, İslam'ın yüceliğini ve üstünlüğünü gereği gibi kavrayamamış, eziklik ve aşağılık kompleksi içinde kıvranan, kişiliği tam gelişmemiş kimi Müslümanların entelliğe, komünizme,bazı dejenere kültürlere ve batıl felsefelere olan gizli özentisi ve hayranlığı hiç değildir.

Modern İslam, İslam'ın, geçmiş ve gelecek tüm zamanların ve tüm toplumların modernlik anlayışlarının kat kat daha ötesinde,en üst derecedebir modernlik anlayışına sahip olduğu gerçeğini tanımlar.İslam'ın bu modern-üstü vasfını da bize en güzel açıklayan kaynak Allah'ın vahyi Kuran'dır. Dolayısıyla modern İslam, Kuran'ın en doğru biçimde anlaşılarak en güzel, saf ve samimi bir şekilde yaşanmasından ibarettir. Modern İslam kısaca, İslam'ın özünün modernlik olduğunun ifadesidir.

En modern insan Peygamber Efendimiz (sav)’dir

Modern İslam Peygamber Efendimiz (sav)'in ve ashabının yaşadığı İslam'dır. Dünyanın en modern insanı da yine Kuran'ı en güzel şekilde anlayıpona en güzel şekilde uyan Peygamberimiz (sav)'dir. Elbette kastettiğimiz modernlik anlayışını Resulullah (sav), kendi devrinin imkan ve şartları, mevcut teknoloji düzeyi çerçevesinde en ileri derecede yaşamış ve müminlere de böyle bir yaşamı öğretmiş ve öğütlemiştir.

Örneğin bugünkü bağnaz İslam anlayışı kadınları bakımsız, sağlıksız bırakarak onları erkeklere benzetmeyi makbul görürken, Peygamber Efendimiz (sav), kadınların erkeklere, erkeklerin de kadınlara benzemesini şiddetle yasaklamış, kadınlara hep bakımlı, makyajlı olmalarını, güzel görünmelerini emretmiştir. O dönemde mümin hanımlar, saçlarını boyar, makyaj yapar, ellerini bakımlı olarak kullanırlar, bunun için o devrin imkanları dahilinde kına, haluk gibi malzemeleri kullanırlardı.

Allah'ın Resulü (sav) eğer bu dönemde yaşamış olsaydı günümüzün en modern insanı, modern dindarlığın da en güzel örneği olacağında şüphe yoktur. Tabii ki modernlikten kastettiğimizdar anlamıylayalnızca marka giyinmek, lüks bir yaşamı benimsemek değildir. İnsanların en moderni olmak, her yönden, yani ahlak, akıl, kültür, anlayış, bilinç, dikkat, derinlik, hal, tavır, adap, davranış, kişilik, giyim-kuşam, estetik, sanat ve sevgi anlayışıvb. özellikler bakımından insanların en klas,en kaliteli, en örnek alınan, en sevilen ve beğenileni olmaktır.

Modern İslam'ın en büyük düşmanı : Bağnazlık

Peygamber Efendimiz (sav) ve Sahabenin yaşadığı dönem, bilimin, demokrasinin, insancıllığın, sevginin tam anlamıyla hakim olduğu, özgürlük ve fikir hürriyetinin en üst düzeyde uygulandığı, İslam'ın en rahat, kolay ve zevkli biçimde gerçek anlamıyla yaşandığı bir dönemdir. Günümüzde örnek alınması ve yaşanması gereken İslam anlayışı da işte bu saf Kuran'a dayalı, hurafe ve bağnazlıktan uzak İslam anlayışıdır.

Bahsettiğimiz bu “Sahabe dönemi İslamı”nın ise bugün İslam nüfusunun büyük çoğunluğu tarafından benimsenen ve uygulanan bağnaz İslam anlayışı ile uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Hatta zihniyet olarak birbirleriyle tamamen zıttırlar. Bugün pek çok Müslüman toplum tarafından İslam adı altındaöne sürülen bağnazlık, sahabe döneminden sonra ortaya çıkarak gelişmiş, hurafelerle ve sapkınlıklarla dolu batıl, şeytani bir dindir.

Bugün Batı dünyasının, Avrupa, Amerika, Rusya, İsrail gibi güç odaklarının İslam'ı, kültür ve medeniyetleri karşısında bir tehdit unsuru olarak görmelerinin altında yatan gerçek neden işte bu Kuran dışı bağnaz din modelidir. Batı medeniyeti tarafından üretilmiş 'İslamofobi' kavramının ortaya çıkış sebebi de bu sahte din ve mensuplarıylaözdeşleşmiş yobazlık, vahşet, yabanilik, cehalet, ilkellik, kana susamışlıkvasıflarına karşı duyulan korku ve dehşettir.

Dünyanın yegane kurtuluşu,insanların sahabe dönemindeki Modern İslam'ı yaşamalarıdır

Bunun dışında dünya için başka hiçbir kurtuluş yoktur. Çünkü Allah insanlar için seçip beğendiği dinin yaşanması ve dünyaya hakim olması dışında hiçbir modelin ayakta kalmasına ve varlığını sürdürmesine izin vermeyecektir.

Sahabe döneminde yaşanmış olan gerçek İslam bugün yaşanıyor olsa bu bahsettiğimizdünya çapındaki olumsuzlukların hiçbiri Allah'ın izniyle yaşanmayacaktır. Hem Müslüman dünyası bugün yaşadığı dert, bela, acı ve sıkıntılara boğulmuş olmayacak hem de Batı dünyası bugüne kadar tanıdığının aksine son derece mükemmel bir İslam modeliyle karşılaşacak.Böyle kusursuz bir dine düşman olmak bir yana Müslümanlarla dost olmanın, ittifak yapmanın ve kaynaşmanın, İslam'a dahil olmanın yollarını arayacaktır, inşaAllah.İslam'ın bütün dinlerin, bütün felsefe ve düşüncelerin üstünde olduğuna bizzat şahit olacaklardır. Bu nedenle tüm dünyanın sahabe İslamını kabul etmemesi için hiçbir neden yoktur. Nitekim çok yakın bir zamanda da öyle olacağını herkes görecektir inşaAllah.

Bugün Sahabe devrinin modern İslam anlayışını yaşayan bir Müslüman, her şeyden önce sevgiyi ve insancıllığı esas alır. Sadece Müslümanları değil, Hıristiyanları, Musevileri, diğer mezheplerin mensuplarını, Alevileri, Şiileri, Vahabileri de korur ve kollar. Komünistlere, ateistlere de sahip çıkar. Ermenistan'ı da,Yunanistan'ı da,Rusya'yı da, İsrail'i de, Avrupa'yı da, ABD'yi de,Çin'i de, tüm ülkeleri de kucaklar. Herkesin fikrine, yaşantısına, anlayışına saygı gösterir. Demokrasinin, sevginin, bilimin, muhabbetin hakim olduğu bir dünyayı hedefler. Müslümanların, aralarındaki ihtilaf ve kavgaları sona erdirerek kardeşlik ruhu altında birleşip İttihad-ı İslam'ı tesis etmeleri için en büyük gayreti gösterir. Ardından tüm insanlığın bu İslam Birliği'nin çatısı altında toplanarak kurtuluşa ermesini hedefler.

Bağnazlık Batı için de büyük bir bela

Müslümanların Kuran'a dayalı İslam'ı terkederek bağnaz din anlayışını benimsemeleri yalnızca İslam dünyasını değil, Batı dünyasını ve tüm dünyayı da acı, ve karanlığın içine sürüklemiştir. Şu an yalnızca Müslümanların değil,Müslüman olmayanların da İslam'ı yanlış tanıyarak Allah'ın bu büyük nimet ve rahmetinden uzak kalmalarının en büyük sorumluları bağnazlığın savunucularıdır.

Bunun sonucunda gerçek dinden habersiz ve uzak olan Batı dünyası yüzyıllardır felaketten felakete sürüklenmiştir. Hak dinin yokluğunu fırsat bilen Darwinizm, materyalizm, komünizm gibi şeytani ideolojiler dünyaya hakim olmuştur. Batı insanına bela üzerine bela yağdırarak onların ruhlarını felç etmiştir.

İnsanların ruhları köreldiği, imanları, heyecanları kaybolduğu için roman, müzik, resim, heykel gibi sanatlar Ortaçağ'dan öteye ilerleyemedi. O güçte, o kalitede, o samimiyette eser ortaya koyan insanların sayısı gitgide azalarak yokoldu. 1700'lerde yapılmış nefes kesen güzellikteki binalardan bu yana mimari günden güne gerileyerek her tarafı soğuk, ruhsuz, çirkin beton yığınları kapladı. Yüzyıllar öncesindeki gibi sanat şaheserleri ortaya koyan insanlar tükendi.

Sahabe dönemi Mehdiyet ile yeniden yaşanacaktır inşaAllah

Görüldüğü gibi, dünya can çekişmekte ve ölüme doğru gitmekte. Dünyayı ve insanlığı bu ölüm döşeğinden kurtaracak yegane güç ise Mehdiyet’tir. Mehdiyet döneminde din özüne dönecek, bağnazlık yok olacak ve Peygamber Efendimiz (sav) ve Sahabelerin döneminde yaşanan gerçek İslam dünyaya hakim olacak tüm insanlık Kuran'ın nuruyla aydınlanacaktır.

Değerli Hocam Adnan Oktar, A9 TV'deki bir konuşmasında Mehdiyet dönemini ana hatlarıyla şöyle özetlemektedir:

"Aynı sahabe dönemi gibi olacak, o devrin neşesi, o devrin özgürlüğü, o devrin sevinci, o devrin kadınlarının özgürlük anlayışı, o devrin şaka anlayışı, muhabbet anlayışı, sanat ve bilim anlayışı her yeri kaplayacak, inşaAllah."

Bir ayette ise İslam'ın yayılması için mücadele eden ve öne geçen müminler hakkında şöyle buyurulmaktadır:

“Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar: Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır ve Allah onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Tevbe Suresi,  100)