Mayi: Çaykur'u arka bahçesi olarak görüyorlar

TAKİP ET

Çay Üreticileri Derneği Başkanı ve MHP Rize Eski İl Başkanı Zeki Mayi, Çaykur'un siyasetçilerin arka bahçesi haline geldiğini ve siyasi iradenin Çaykur'dan elini çekmesi gerektiğini söyledi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Rize Eski İl Başkanı ve Çay Üreticileri Derneği Başkanı Salih Zeki Mayi, Tv53’de yayınlanan ve Gazeteci Turgay Ayhan’ın sunduğu "Bir Başka Konu" programında gündemi değerlendirdi. 

ÇAYKUR Genel Müdürü olarak yaklaşık iki yıldır Genel Müdür vekiliği yapan Ziya Alim’in atanmamasının yerel siyasetçilerin ayıbı olduğunu söyleyen Mayi “Şuanda Genel Müdür vekili olan Yusuf Ziya Âlim, Rize’de yetişmiş Rize’de büyümüş ve ÇAYKUR’un geleneklerinden gelen birisi. Dolayısıyla ÇAYKUR’da yetişe yetişe, pişe pişe, Genel Müdürlüğe kadar gelen, vekil de olsa bir arkadaşımızın iki yıldır atanmaması Rizeli siyasetçilerin ayıbıdır. ÇAYKUR gibi koskoca bir Genel Müdürlüğün başında oturan bir insanı iki yıldır vekil olarak tutuyorsanız bunu iki türlü yorumlayabiliriz. İyi niyetle bakarsak yerel siyasetçilerin basiretsizliği olarak yorumlayabiliriz. Fakat yerel siyasetçiler bu konu bizi aştı diyorlarsa Ankara üzerinden bakarsak o zaman çay üzerinden bir hesabın, bir programın varlığı olduğunu görürüz. Bu programın da Rizeli'nin yani çay üreticisinin hayrına vesile olmayacağının bir işaretidir.“ dedi.

ÇAYIN OLMAZSA OLMAZI GÜMRÜK DUVARIDIR

Yapılan son düzenlemeyle ithal çayda Gümrük Vergisi indirimini değerlendiren Mayi, “Çayın olmazsa olmazı, tabiri caizse çayın Kâbe’si dediğim gümrük duvarına bugüne kadar ne olursa olsun dokunulmaması lazım. Çayın değeri çayın olmazsa olmazı gümrük duvarıdır. Dünyada 45 tane çay ülkesi var. 45 çay ülkesinin içerisinde gümrük duvarı yüzde 2 buçuk ila yirmi beş arasıdır. Yani örnek olarak Kenya’da çay üretiyorsanız Kenya’da çay gümrük duvarı yüzde 2 buçuktur. En yükseği ise yüze 25'dir. Dünyada yüzde 145 olan çay gümrük tutarı tek ülke Türkiye’dir.“ dedi.

SİYASİ İRADE ÇAYKUR'U ARKA BAHÇESİ OLARAK GÖRÜYOR

Çaykur'dan siyasi iradenin elini çekmesi gerektiğini ve ehil ellere bırakılması gerektiğini belirten Mayi, "Aslında ÇAYKUR’da çalışan, ÇAYKUR’da bürokrat olan ve ÇAYKUR’u iyi bilen bir çok insan var. Onların iradesine teslim etseler, kamu iktisadi teşebbüsü olan ÇAYKUR’u kamu iktisadi kuruluşuna dönüştürüp, özerk bir statüye kavuşturup oradaki iradenin temsiline bıraksalar, ÇAYKUR zarar eden bir kurumdan kar eden bir kuruma geçebilir. Ama siyasi irade orayı arka bahçesi olarak gördüğünden dolayı, sendikasına kadar müdahale ettiği bir bahçe olarak gördüğünden dolayı, ÇAYKUR burada zarar ediyor. Varlık fonuna devredilme meselesi de ayrı bir sıkıntıdır. Dünya’nın birçok ülkesinde varlık fonu vardır. Ama varlık fonuna devredilen kuruluşların hepsi kar eden kuruluşlardır. Şimdi ÇAYKUR’u zarar ettiriyorsunuz, aynı zaman da da varlık fonuna devrediyorsunuz. O zaman ortaya Çaykur'u özelleştirmek istiyorsunuz gibi bir sonuç, endişe ortaya çıkıyor" dedi.

ÇAY KANUNU GEREKLİ DEĞİL

Çay kanunu ile ilgili düşüncelerini de aktaran Mayi şunları söyledi; "Çay kanunu gerekiyor diyenlere soruyorum, nedir kanun ihtiyacı, kanun ihtiyacından ne anlıyorsunuz. Ali Bayramoğlu’na herkes bu şehirde kızıyor. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Çay kanununun gerçek yüzünü tanımak için bilerek bilmeyerek Ali Bayramoğlu iyi bir araç oldu. Çay kanunu gerekmiyor. Mevcut kanun üzerinde değişiklik yaparak da çayımızı, üreticiyi, özel sektörü ve Çaykur'u garanti altına alabiliriz. Dikkatli olmamız lazım, Çay Kanunu derken tütün, pancar gibi ürünlerimizin başına gelenlerin çayımızın da başına gelmesine engel olmamız lazım. Çünkü o ürünlerimiz özel kanun çıktıktan sonra değersizleştirildi. Satıldı. Nedir sorunlar; 1 varlık fonuna devrettiniz. 2 sürekli Rizeli'nin kafasında bir şablon oluşturdunuz. Sürekli çay kanunu diyerek bir algı operasyonu yapıyorlar. Bu kişiler daha evvel de ÇAYKUR özelleştirildi diyordu. 3.'sü ise en tehlikelisi olan gümrük duvarına dokundunuz. Yarınla ilgili 3’ünü bir masaya koyduğumuz zaman yereldekilerin işi bilmediklerini düşünüyorum."