İslam, bütün insanların en rahat edecekleri yaşam şeklidir

Size bugün insanların en rahat yaşam şeklinden bahsetmek istiyorum

Size bugün insanların en rahat yaşam şeklinden bahsetmek istiyorum. Allah'ın insanlar için, yaratılışlarına en uygun olarak seçtiği din İslam dinidir. Kuran’da tarif edilen ahlak da insan fıtratına en uygun ahlaktır. Allah kullarının nefsini, ruhunu, yaşadıklarının ne kadarına güç yetirebileceğini en iyi bilendir ve insanlar için en kolay olanı ister.Tüm bunlara rağmen, güzel dinimiz bazı çevreler tarafından bilinçli olarak zor, karmaşık olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa ki İslam dini, Allah’ın sınır ve emirleri korunduğu müddetçe kişinin aklını, ufkunu en geniş sınırlarına kadar kullanabileceği, bilimi, sanatı olabilecek en güzel şekilde uygulayabileceği mükemmel bir dindir.   İnsan ahlakının, insan ilişkilerinin en güzel şekilde yaşanacağı ve insanların en rahat edeceği, huzur içinde, adalet, barış, güvenlik, kardeşlik, sevgi, herşeyin olabilecek en üst sınırda yaşandığı ve bütün insanların gerçekten en rahat yaşayabilecekleri ve en rahat edebilecekleri yaşam şeklidir. Ki Allah insanın fıtratını İslam’a uygun şekilde yaratmıştır. Normal şartlarda Allah imtihan olarak zorlukta yaratabilirdi. Zorluk içinde biz dinimizi yaşardık. Bundan da razı olurduk ve buna da şükrederdik. Dünya hayatında Allah’ın yarattığı o imtihan şeklini kabul eder, Allah’ın rızası için gayret gösterirdik. Ama Allah Kuran’da Ala Suresi 8. ayette‘ Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız’ şekilde buyuruyor.   Dolayısıyla İslam dini kolay olanı yaşamaktır, Hocamızın da ‘’Kolaylık Dini İslam’’başlığı ile bir eseri vardır. Bu eserde, Allah’ın ayetlerinde buyurduğu üzere, bu konu mükemmel şekilde açıklanmıştır. Sevgili okuyucularımız bu kitabı okuyabilirler.   Yine bir Kuran’ı Kerim ayetinden örnek vermek istiyorum. Rabbimiz İslam dini için Hac Suresi 78.ayette‘O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi)’ şeklinde buyurmuştur.   Güzel dinimiz, bazı yobaz çevrelerin ileri sürdüğü gibi, Müslümanlara gülmeyeceksin, konuşmayacaksın, müzik dinlemeyeceksin, dans etmeyeceksin, güzel yiyeceklerden yemeyeceksin, güzel nimetlerden  içmeyeceksin, zengin olmayacaksın gibi hurafeleri içermemektedir. Örneğin bu yobaz düşünceye göre bir Müslümanın zengin olması suç sayılıyor, çok gülmesi, eğlenmesi, mutlu olması suç oluyor. Müzik dinlemek, sanat ve estetikten zevk almak da suç oluyor. Yani suç olmayan aşağı yukarı hiçbirşey yok, neredeyse nefes almak bile suç yobazlara göre. Öyle ki Kuran’ı Kerimi bile okumak neredeyse suç haline getirilmiş. Allah’ın bize bütün dinimizi güzel ahlakın bütün detaylarını öğrenebileceğimiz ve ahiretimiz için sorumlu olduğumuz mesajını okunmaz hale getirmişler. Ki bu Allah Katı’nda çok büyük bir sorumluluktur.   O yüzden İslam’ın gerçek yönünün anlatılması çok önemli. Çünkü din ahlakı, insanların üzerindeki tüm külfeti, kısıtlayıcı ve sınırlayıcı, insanlara zorluk getiren ağırlıkları kaldırır. Allah insanı bu güzelliklerden zevk alacak şekilde yaratmıştır. Güzel bir manzara, güzel bir çiçek, sevimli bir çocuk, ihtişamlı bir ev hepsi Müslümanlara Allah’ı hatırlatır ve büyük bir zevk verir. Dinimize göre nimetlerin hepsine Müslümanlar layıklar. Müslüman bir kişinin zengin olması, temiz olması, güzel bir arabaya binmesi, güzel bir evde oturması hepsi İslam dinine uygundur.Müminler, mülkün Allah'tan geldiğinin ve mülkün asıl sahibinin de yine Allah olduğunun bilincindedirler. Ve Müminler paralarını, Allah’ın rızasına uygun olarak, hayırlı işler için harcarlar. 

Zenginlik, ihtişam ve hakimiyet Allah'ın dilediği mümin kullarına armağan ettiği bir lütfudur. Önemli olan Allah'ın helal yoldan verdiği mal ve servete karşı gereken şükrü yaparak bunları yerli yerinde kullanmak, Allah'ın nimetini sürekli anmak ve bu sayede Allah'a yakınlaşmaya ve O'nun rızasını kazanmaya yollar aramaktır. 

Nitekim Hz. Süleyman'ın Kuran'da geçen ifadesi onun mal sevgisine yönelmesinin amacını açıklamaktadır: O (Süleyman) da demişti ki: "Gerçekten ben, mal sevgisini Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim..." (Sad Suresi, 32)