Bu çok kıyak oldu!

TAKİP ET

Çaykur Rizespor, 1 ay önce evinde konuk ettiği Beşiktaş maçından bu yana gerçekten üstüne koyarak yol alıyor. Hikmet Hoca'nın 'Genç takımız' lafına bir kenara koyarsak, 'Futbolcu geliştiriyoruz' cümlesine artık hak vermeye başladım.

Son oynanan 4 maçta da üzerine koyarak ilerleyen, bir hafta önceki performansına ekleme yaparak sahaya çıkmış futbolcuları izliyoruz.

Geçen hafta Gençlerbirliği karşısındaki performans üzerine iştahımızın kabardığını belirtmiştim. Bu hafta ise kabaran o iştahla futbol ziyafeti çektik diyebilirim. Gerçi maçın genel temposu önceki haftaya göre düşük olsa bile o hava şartlarında daha iyisi de olamazdı sanırım.

Sahada yer alan her bir futbolcu ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Zaman zaman eleştirdiğimiz Orhan, İsmael, Petrucci, Robin gibi isimler iyi toparladılar. Oğulcan her hafta takdirleri arttırarak üzerinde toplamaya devam ediyor. Hikmet Hoca’nın “İleride Kweuke, geride Oğulcan” düşüncesinin meyvesini bu maçtaki ilk golde görmüş olduk. Artık pozisyon yaratmada başarılı bir takım olmaya başladığımız için seviniyorum ve bu şekilde giderse daha da iyilerine imza atabileceğimize inanıyorum.

Ve tabii Kweuke’yi es geçmemek gerekiyor. Eğer geçen sezon Gençlerbirliği maçında yaşanan kriz nedeniyle Hikmet Hoca’nın kaprisi ağır bassa, yönetim taraftarın ve basının ne dediğine bakmayıp çözüm bulma yoluna gitmeseydi de, bugün takımda Kweuke olmasaydı, özellikle şu son iki maçta bu şekilde toparlayamazdık. Yaşanan bu krize, Kweuke’nin aylarca sakat kalacağının bilinmesine rağmen yerini dolduracak birinin de transfer edilememesi, bu gerçeği bariz bir şekilde ortaya koyuyor.

Kweuke çocuk ruhlu bir futbolcu. Rize’nin gönlünde taht kurdu. Buna rağmen kibirlenmedi. Başarıya aç olduğu her maçtaki halinden belli. Trabzonspor maçında da kaptanlık bandının verdiği sorumlulukla da ayrı bir mücadele ediyor. Gol atabilmek için yaptığı mücadeleyi geçtik, boyunun avantajıyla özellikle köşe vuruşlarında defansa da yardımcı olmaktan geri durmuyor. Trabzonspor karşısında iyi oynasak da Kweuke’siz yine de o golleri atıp beraberliği yakalayabilir miydik açıkçası emin değilim.

Son sözlerim de, NtvSpor’da “%100 Futbol” programındaki Çaykur Rizespor’a hakemler tarafından kıyak geçildiğine dair yorumları nedeniyle Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay’a olsun…

Bu maçta da hakemlerin bize ne güzel kıyak geçtiğini görmüş olduk. Çaykur Rizespor’un Süper Lig’e çıktığı sezondan bu yana, hakem kararları yüzünden canının yandığı onlarca maç vardır. Bu sezon bile örnekleri çok fazla ve geçen gün Çay Tv mikrofonlarına konuşan Hikmet Hoca bu örnekleri sıraladı.

Korunan bir takım olsaydık herhalde tutup 2 penaltı bir maçta verilmezdi Rizespor lehine. Ama buna rağmen 2 kez geriye düştüğü maçtan en azından bir puan almayı başardıysa Rizespor, bu kendi çabasıyla ve yardımsız, kayırmasız olmuştur. Sadece Gençlerbirliği maçından yola çıkıp böyle bir yorum yapmak yerine geneli göze alsalardı sanırım daha sağlıklı olabilirdi.

Önceden de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rizespor’u kayırdığını söyleyenler çıkıyordu. Buna da anlam veremiyordum. Bu nasıl kayırmaysa, Erdoğan bu ülkenin Başbakanıyken Rizespor 5 yıl 1. Ligde kaldı. Süper Lige çıktı her sezon küme düşmemek için yırtınıyor. Cumhurbaşkanı kıyaklı olsak herhalde bunları yaşamazdık.

Son olarak şu bir geçek ki, Çaykur Rizespor’un Rizespor sevdalılarından başka dostu yok. Bizler kızsak da, eleştirsek de tek derdimiz takımın iyi olmasıdır.

Hikmet Hoca yerel basına kızsa hemen tavrını koyup röportaj vermeme kararı alabiliyor. Acaba aynı kararı NtvSpor için de uygular mı?