1 puandan olduk da 3 puan kaçırmadık

TAKİP ET

Ligde ilk devrenin son maçı değildi ama 20 günlük devre arası öncesi evimizde oynadığımız son maçtı ve maalesef 7 maç sonra geçen hafta gelen galibiyetin ardından yeni bir sevinç yaşayamadık.

Geçtiğimiz yıl özellikle son dakikalarda gelen galibiyet golleriyle sevinmiştik. Eskiden yazdığım bir yazımın başlığı “3 puan her zaman son dakikayı beklemez” şeklindeydi. Yazının özetinde o son dakikaları beklemeden işi bitirmek gerektiğini ifade ediyordum.

Bu sezon da maalesef tarihin tekerrürden ibaret olduğunu son dakikalarda kaybettiğimiz puanlarla bir kez daha görüyoruz. Yine işin özeti aynı kapıya çıkıyor.

Hikmet Hoca maçın ardından yaptığı açıklamada Orhan ve Oboabona’nın sakatlanmasının sahada yapmayı planladıkları hareketleri engellediğini bahane olarak sürüyor ortaya. Bugüne kadar ne tür taktikle, sistemle oynadığını bir türlü çözemediğimiz Hikmet Hoca’nın bu maçta Orhanlı ve Oboabonalı ne tür hamleleri olacaktı çok merak ettim.

Hikmet Hoca’nın haklı olduğu nokta ise maçın hakkının beraberlik olduğu noktasıdır. Yani bir puandan olduğumuz doğrudur da, ortaya konulana bakınca 3 puan da kaçırmadık. Çünkü maçın geneline baktığımızda zaten iki taraf da pozisyon üretme konusunda ve final vuruşlarında hiçbir etki gösteremediler. Osmanlıspor bu sezon ligdeki düşük performanslarından birini gösterirken adeta bize ayak uydurdu ama tıpkı Başakşehir maçında olduğu gibi rakibin bu eksikliğinden faydalanmayı beceremedik.

Futbol anlamında seyir zevki düşük bir maç izledik. Bize göre daha dirençli görünen Osmanlıspor’un en iyi yaptığı şey bizimkileri yormak oldu. Oğulcan desen sahada adeta yokları oynadı. Son haftalardaki bu düşüklüğünün sebebini bilemiyoruz ama aklının sahada olmadığı kesin. Ya gelecek olan devre arasını düşünür oldu ya da ilk haftalarda hakkında söylenen-yazılan olumlu yorumların etkisine kapıldı.

Özellikle yaşadığı üzücü olaylardan sonra hala toparlanmamış görünen garibim Kweuke bir şeyler yapmaya çalışsa da pozisyon anlamında onu besleyebilen kimse olmadı. Teker teker bakıldığında herkes bu maç eksilerdeydi ve bu tabloya bakınca galibiyeti hak etmediğimiz, haksız da olsa kazanılan penaltıyı gole çeviremediğimizden belliydi.

Şimdi böyle bir maçtan sonra da oyundan erken çıkan Orhan’ı, Oboabona’yı telaffuz etmek yerine hakem Cüneyt Çakır üzerine oynamak daha doğru olurdu.

Sonuçta yine aynı noktaya geliyoruz. Bu sezon kaderimizi hep son dakikalara bırakıyor olmamızın altında sezon başı tercihler yatıyor. Alternatifsizlik, kalite eksikliği yatıyor. Gelinen noktada başarısızca yürütülen bir süreç var. Sadece kendine pay biçen, sorumluluğu üstlenebilen yok.

Geçen sezon ligin ilk 16 haftasında 21 puan toplamış, devreyi ise 24 puanla kapatmıştık. Bu sezon 16 haftada alınan puan 13 ve devrenin son maçı Alanyaspor ile. Rakibimiz bir sıra üstümüzde ve arada 5 puan fark var. Hemen altımızdaki düşme potası içindeki takımlar Kayseri ile 1, Gaziantep ile 2 ve Adana ile 3 puan fark var aramızda. Böyle bir tabloda 18 maçlık periyoda gireceğiz ve toparlanacağımızı ümit ediyoruz!

İşimiz çok ama çok zor. Devre arası transferleri de bu takıma ilaç olmazsa bırakın Hikmet Karaman’ı, çünkü sezon sonunu göremeyecektir muhtemelen ama Yönetim de sezon sonu toplasın tasını tarağını, “Ne antrenör seçmesinden anlıyoruz, ne futbolcu transfer etmesinden anlıyoruz. Biz bu işi yapamıyoruz.” deyip bıraksınlar.

Son olarak, herkesin 2017 yılını kutlar, yeni yılın herkese sağlık, mutluluk ve bol kazanç getirmesini, Ülkemiz için huzur getirmesini, Rizesporumuz için ise başarı getirmesini dilerim.